Kaybolan Yıllar - Anıl Şakrak
16692
post-template-default,single,single-post,postid-16692,single-format-standard,ajax_fade,page_not_loaded,,qode-title-hidden,qode-theme-ver-9.1.3,wpb-js-composer js-comp-ver-4.11.2.1,vc_responsive

31 Ara Kaybolan Yıllar

2021 yılını da yolcu ediyoruz; yolu açık olsun, ne hali varsa görsün.

30 Aralık günü iş dönüşü Sabuncubeli tünelinde, kendi kendime konuşmalarla şekillendi herşey. Fakat bu yazıyı yazdıran ilham perim ise, her sene viral olarak mesaj kutularımıza düşen veya sosyal medya da paylaşımları sayesinde haberimiz olan rakı reklamıydı.

Rakı üreticileri her sene yeni yıla dair subliminal reklamlar hazırlarlar ve bizler onlar için bu reklamların dağıtıcıları oluruz. Bu sene de böyle hazırlanmış iki reklam düştü mesaj kutuma.

Biri İstanbul’u bilmeyen ve hiç İstanbul’da yaşamamış bana bile “Şimdi İstanbul’da olmak ve rakı içmek vardı” dedirtti.

Ama beni asıl etkileyen ise sofrada yediği acıdan ağzı yanan ve sürekli “ben artık kalkayım” diyen 2022 yılı görünümlü İsmail Abi’nin (Serkan Keskin) bulunduğu reklamdı. Sonra internetten araştırınca bunun “Meyhanedeyiz.Biz”in hazırladığı “Hadi mi!” serisinden bir alıntı olduğunu gördüm.

Harika bir “Kaybolan Yıllar” düeti ile biten ve biterken de burnumun direğini sızlatan adını reklam diyebileceğim kısa video beni bunlara yazmaya heveslendirdi.

Dönüşü yok beraberce karar verdik ayrılmaya
Alışmalı arkadaşça yolları ayırmaya
Şimdi artık gözyaşları gereksiz akmamalı
Alışmalı kendi yaramızı kendimiz sarmaya

Şimdi artık kelimeler yetersiz anlamı yok
Yitirmişiz anılarla beraber faydası yok
Gel bunları bırakalım artık bir tarafa
Gerçeği görmeliyiz dostum başka çaresi yok

Şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler
Şimdi bana seninle bir ömür vadetseler
Şimdi bana yeniden ister misin deseler
Tek bir söz bile söylemeye hakkın yok

Hepimizin sözlerini ezbere bildiği, söz ve müziği Sezen Aksu’ya ait 1977 yılından hiç eskimeyen bir şarkı. Hepimizin bir anısı vardır bu şarkıya dair.

Videonun sonunda hep beraber bu şarkıyı söylediler, bende onlara eşlik ettim.

Hepimizin farklı zamanlarda kaybolan yıllarımız olmuştu geçmişte, ama toplumca aynı zamanda yıllarımızı kaybetmemiz çok da beklediğimiz bir şey değildi.
Bunu da yaşayacakmışız, yaşadık ve belki de yaşamaya devam edeceğiz.

***

Geriye doğru baktığımda 31 Aralık’da yazdığım “Yılın Son Günü” yazımdan sonra 19 yazı yazabilmişim bu sene.

Oysa ilk sene 52 haftada 38 yazı yazmıştım. Nicelik açısından bakarsak oldukça gerilemişim.

İçsel yolculuklarımda zamanla olan kavgamdan başlamışım, yılın muhasebesini çıkarmışım, safralardan kurtulma planlarımdan bahsetmişim. Sevda ile Sevgiyi, Umut ile Ümit’i anlatmışım bencelerimle. Sessizlikten dem vurup değerlerimi sorgulamışım. Delilere selam vermişim. Büyüme planlarımı paylaşmışım. Son olarak da “Dönüm” noktalarımla hesaplaşmışım ve bu hesaplaşmaya sizleri de ortak etmişim.

Gezmişim, görmüşüm ve kalanları paylaşmışım. Gökova körfezinde bisikletle düşsel bir yolculuk da var bu paylaşımlarda,  bir çöl macerası da var, baba ocağında bir gezi de.

Anılara dalmışım; Çocukluğumun televizyon dünyasını ve iz bırakan çizgi filmleri anmışım. Büyülü fenerin büyüsünü kapılmışım.

Aralarda biraz ciddileşmiş, Endüstri 4.0’a insan açısından bakmış, yönetenleri yaşını sorgulamış ve de bisikletin gününe selam çakmışım.

Nitelik açısından durumum iç muhasebe defterim de kayıtlı.

***

Geçen sene onlarca plan ve tonlarca ümit ile girmişim yeni yıla. Ama olmamış ya da tam olmamış. Zaten tam olunca da birşeyler hep eksik kalmış. Safralardan kurtulacağım diye yola çıkmışım ama hala safram benle beraber.

Eskisini ver yenisini al kampanyalarının ilk olan yıl dönümlerinde, içsel muhasebeler ve “ara toplam”lar (Ahmet Mümtaz Taylan’ın kitabını okuyun çok güzel) en sevdiğim yıl sonu (diğer taraftan bakarsanız yılbaşı) aktiviteleridir. Bir de hiç sıkılmadan Love Actually, Gremlinler, Sleepless in Seatle gibi bazı filmleri tekrar tekrar seyrederim.

Eskiden yıl sonunda bu senenin en çok seyredilen video klipleri programları vardı birde. Ama şimdi herşey o kadar ulaşılabilir ki, o eski heyecan yok artık.

İşte böyle karışık duygular içinde yeni yıla giriyorum ya da bir yenisi giriyor bana.

***

Video’nun sonunda acelesi olan 2022’ye güzel bir yıl olup olmayacağı soruluyor.

Ben buradan 2022’den 2022’ye dair cevabımı aldım:

Bana bağlı.

İnanıyorum, umut etmeye ve ne kadar düşersem düşeyim elimde toprak ile kalkmaya devam edeceğim.

Kadehimi inanmaya, umut etmeye ve düştüğü yerden kalkmaya devam edeceklere kaldırıyorum.

Ne kadar sürç-ü lisan ettikse af fola, bir sonraki yazıda görüşmek üzere, Eyvallah…

6 Comments
  • Barış Durum
    Posted at 20:07h, 31 Aralık Yanıtla

    Yine harika bi yazı. Kalemine sağlık üstadım. İyi seneler diliyorum

  • Ayhan Şimsek Pargan
    Posted at 01:57h, 01 Ocak Yanıtla

    Yıllar geçse de, yollar geçse de, yaşamaya devam, yazmaya devam, keyifle, inatla. Mutlu yıllar…

  • Yusuf hitit
    Posted at 02:37h, 01 Ocak Yanıtla

    Her defasında gelen yıla çok anlam yükleriz ama aslında hepsi aynı şeyi yapar umutla girer hüzünle çıkar gider hayatımızdan.
    Eline sağlık güzel bir yazı olmuş.
    Yeni yılınız kutlu olsun

  • Bora Tanık
    Posted at 09:46h, 01 Ocak Yanıtla

    Kaybolmayan bir yıl geçirmek dileğiyle kardeşim, eline sağlık.

  • Hakan Cengiz
    Posted at 11:20h, 02 Ocak Yanıtla

    Bence bu yıl 2021 den daha vurucu başlar ve bize yeni kazanımlar/kazıklar sunmaya deva eder…..Ancak yılın ikinci yarısında yüzümüz gülümsemeye başlatacak. Geçen yıl az kadeh kaldırdık birlikte. Bu yıl daha çok olsun ve dertleri def edelim hep birlikte…..selamlar sevgile…

  • Eric Elli
    Posted at 02:00h, 05 Ocak Yanıtla

    Ne güzel ve içten bir yazı Anıl. Şu gibo aktı, beraber içeceğimiz rakılar da dilerim öyle olsun

Post A Comment