
02 May Ateşe Koşanlar ve Sabırla Yürüyenler: Hırs ile Azim Arasında İnce Bir Yol
Bazı yollar, acele edince kısalmaz; yalnızca manzarasını kaybedersin.
Hırs ve azim…
İki kelime. Aynı toprağın farklı köklerinden filizlenmiş gibi. Birinde tutku var, ötekinde direnç.
Birinde varmak için yakıp yıkmak, diğerinde durup düşünmek, yeniden denemek…
Her ikisi de yürütür insanı ama yürüyüşün şekli farklıdır; biri aceleci bir maratona benzer, diğeri içli bir hac yolculuğuna.
— “Ayna Adam,” dedim, “sence hangisi bizi daha çok insana yaklaştırır?”
— “Sen hâlâ insan olmaya mı çalışıyorsun?” diye sırıttı.
— “Ya sen?”
— “Ben çoktan vazgeçtim olmaktan. Şimdi sadece içindeki yolları izliyorum. Ve bu yollardan bazıları, seni kendine düşman ediyor.”
Hırs…
Kendi içine çökmeden önceki son parlaklık. Işıldayan ama yakıcı. Zirveye ulaşmayı ister, ama ne pahasına olduğunu sormaz.
Doymak bilmez çünkü doyduğunda artık kendisi olmaz. Hırs, başkalarının alkışını arar; iç sesi değil, dış sesin yankısıyla yön bulur.
Tıpkı ateşe kanat çırpan bir kelebek gibi, farkında olmadan kendini yok eder.
Azim ise…
Sessizdir. Gürültüsüzdür. Gösterişsiz ama derin. Her düşüşü kabul eder, her kalkışı kutsar.
Kimseden onay beklemez, çünkü kendi içindeki ışığı yeterlidir ona. Sabırlıdır; çünkü bilir ki bazı çiçekler yalnızca gece açar.
Azim, kendini aşma sanatıdır; başkasını geçme ihtirası değil.
— “Ama hırs olmasa nasıl ilerleriz?” dedim Ayna Adam’a.
— “Sorun ilerlemek değil,” dedi, “nereye ve kim olarak ilerlediğindir.”
Felsefeciler de ayırmış bu ikisini.
Nietzsche, hırsı irade-i güç olarak tanımlar; ama ölçüsüz olursa, insanı yutacağını söyler.
Adler ise bireyin aşağılık kompleksinden doğan hırsla, kendini gerçekleştirme çabası olan azimi birbirinden ayırır.
Maslow’un ihtiyaçlar piramidinde bile bu ayrım saklıdır: Hırs alt basamakların gürültüsüdür, azim en tepede, kendini aşmanın sessizliğinde yankılanır.
Bir zamanlar bir adam vardı; her sabah güneşi beklemeden yola koyulurdu.
Başarı onun için bir varış noktasıydı, yol değil.
Hırsla büyüttüğü her başarı, içindeki boşluğu daha da derinleştirirdi.
Sonunda o kadar yükseldi ki, kimseyi göremez oldu.
Ve bir gün, yalnızlığının gürültüsü çökünce omuzlarına, anladı: Hırs, insanı yükseltirken insandan uzaklaştırır.
Oysa başka biri, defalarca düştü. Her seferinde daha sessiz kalktı.
Her reddedilişte, biraz daha özüyle barıştı.
Kimse alkışlamadı onu. Ama o, alkış beklemeden devam etti.
Bir sabah, farkında bile olmadan kendi Everest’ine varmıştı.
Zirvede yalnız değildi, çünkü kalbini taşıyan herkes oradaydı.
Bu, azmin zaferiydi.
Bir mola anıydı. Bir yolculuğun tam ortası. Yaş kırk.
Bir yorgunluk vardı üzerinde, ama isimsiz bir direniş de.
Bir sırt çantasına birkaç tişört, biraz kitap, bir de Murakami’nin cümlelerini sıkıştırmıştın.
“Koşmasaydım yazamazdım” diyordu adam. Sen de düşündün: Koşmasaydın belki unuturdun.
Koşmasaydın, belki yazmazdın, belki hatırlamazdın bile o eski kelimeleri.
Haruki Murakami her gün sabah beşte uyanır, birkaç saat yazar ve sonra koşuya çıkar. Bu tekrar, ne bir rekor kırma arzusu ne de hırslı bir hedef uğruna yapılan bir maraton değildir.
Bu, bir ritüeldir. İç disiplinin, kendi içindeki gürültüyü susturmanın bir yolu. “Koşmasaydım yazamazdım” der Murakami.
Çünkü bazı cümleler yalnızca terledikten sonra gelir.
Bu, azmin sesidir. Sessiz, ama ısrarlı.
Her gün biraz daha içe akan bir yolculuğun melodisi.
— “Ama ya yol görünmezse?” dedi Ayna Adam.
— “Gözümü kapatırım.” — “Neden gözün kapalı yürüyorsun?”
— “Bütün yolları ezberledim.”
— “Ama düşebilirsin!”
— “Bütün düşüşleri de ezberledim.”
Ve şimdi…
Yol ayrımındasın belki.
İki kelime arasında.
İki iç ses arasında.
Ayna’ya bak. Kendine sor.
“Koşmalı mıyım, yoksa yürümeli mi?”
Sonra kendi cevabını duyacaksın:
“Koşarsan ulaşabilirsin… ama yürürsen, görürsün.”
Yazıya dair kısa notlar:
Murakami'nin "Koşmasaydım Yazamazdım" kitabı 40. yaşgünümde Meksika ve Küba'da bana eşlik etti. "Bütün düşüşleri ezberleme" mevzusu da Björk'ün oynadığı "Dancer in the Dark" filminden sevdiğim bir replik
BİROL GÜROL
Posted at 22:35h, 02 MayısHarika yazı olmuş Bravo sosyal medyada herkez böyle faydalı bilgiler paylassa keşke yakından takip ediyorum yazılarınızı teşekkürler
Pepe ufuk
Posted at 15:01h, 03 Mayısselamlar ve tebrikler kardeşim
Hasan Kemahlı
Posted at 13:21h, 04 Mayıs❤️❤️❤️